Sayfalar

9/29/2011

Shima-Gokturk

Bizim koyde sushico- chinese in town var, bi de bu shima var hemen starbucksin arkasinda.. Sushi yemedik, yorum yapamicam ama ebi sashimisi baya iyiydi (haslanmis karides sashimi),
Resimde gordugunuz tereyagli kalamar izgara da degisikti, hafifti biz begendik:)
Noodle yedik karidesli, eehh diyebiliriz, beef tataki diye gelen sey kesinlikle tataki degildi yanliz, cok hayal kirikligina ugradik:(
Tataki uzerine ayri bir blog kurasim geliyo zaten bu restaurantlar sayesinde... Bambaska seylerle karsilasmak mumkun!
Bi daha gidersem sushi ve sashimiden sasmayacagim lakin sicak yemekler pek basarili diildi ama mekan atmosfer vs guzel..
Hesap 150 lira geldi, zumaya gidip 300 vermeyi tercih ederim misal.. Karar sizin tabi,
Sevgiler
Ece

9/16/2011

What makes YOU blush??


 
                   
Çeşme'de Bodrum'da Mykonos'ta Miami'de Ibiza'da...

Plajda, ayaklar kumda, saçlar ıslak, elde bi kadeh roze, yanında fırından yeni çıkmış mis gibi margaritaya kim hayır diyebilir?

İster sek, ister buzlu, işter punch.. Yaz sıcağında roze gibisi yok!




Yazdan bana kalan, bi sonraki yazı iple çekmeme sebep olan işte bu keyiftir arkadaşlar!

Yaz bitiyor, dolapta kalan son rozeler acele içilsin!




Sevdiğim:


Benim şu aralar favorim Urla Şarapçılık ziyaretimizden aldığımız Serendias.
Cabernet Sauvignon, Merlot, Syrah ve Sangiovese üzümlerinden oluşuyor.

Çok tatlı diil, piyasadaki diğer rozelerden farklı, daha aromatik. Kırmızı şarap sevenlere daha çok hitap ediyor sanki, çok hafif değil bilinen pek çok roze gibi..

Kızlar için not: Bu şişenin mantarı pembe renkte, benim gibi mantar koleksiyonu yapanlar için ilginç olabilir :)







Denemek istediğim:

Bu da Corvus'un Karga Blush'ı, ben henüz denemedim, ilk fırsatta tatmak istiyorum!

Çavuş ve Merlot üzümlerinden oluşuyor, bakalım Corvus bu sefer de harikalar yaratmış mı :) Şişesi beni tavladı bile!






Sevgiler,
Ece

9/14/2011

PANCAKES!!!






İster sadece pudra şekeriyle yiyin, ister reçelle, ister maple syrup'la, ister meyveyle! isterseniz de krem             peyniri ve füme somon ikilisiyle! Görüntüsü ayrı, tadı ayrı güzel! Hem de pratik ve doyurucu! E daha ne isteriz?

Ben evde sık sık yaptığım halde, dışarda kahvaltı ederken menüde görünce yine de dayanamıyorum, hem de merak ediyorum benimkinden güzel mi oluyor diye :)


En son  Happily Ever After'da zengin pancake menüsünü görünce dayanamadım! Sizin de canınız pancake çekerse dooğru Bebek'e! Yada buyrun bana, benim tarifim yine de daha güzel :)





9/05/2011

Karaburun - İstanbul yolunda road trip :)

Sevgilim ve Ambercımla bayram tatilimizin son rotası olan Karaburun'dan pazar günü sabah 11 sularında ayrılıyoruz.. Bilmeyenler için dipnot: Karaburun yolu son derece virajlı, kilometresine bakıp "hah tamam yarım saaate gideriz" dediğiniz mesafeler bir saati geçiyor, ona göre plan yapıla! Bu yol üzerinde harika koylar, sevimli mi sevimli köyler var, geze geze gidiyoruz. İlk duragımız Mordogan- Balıklıova civarında bir teyzenin tezgahı, Karaburunda yediğimiz mis kokulu  köy domateslerinden sattıgını görünce bir U çekip geliveriyoruz yanına. Ver teyze ordan 2 kilo domates, oooh mis gibi koktu araba! Hadi yola devam!
Az sonra bir bakıyorum Gülbahçe civarlarında bir köy pazarı; hemen sevgilime "dur! dur! dur! sağa çek!" diye bagırıp onu bir güzel panikle saga cektirip arabadan elimde bir avuç bozuk parayla iniveriyorum, sepseeert, mis kokulu şeftalilerden alıyorum 2 kilo, sonra gözüme peynirciyi kestiriyorum, hemen oraya dogru bi atak, sevgilimi de katıyorum yanıma, başlıyoruz peynirlerden tatmaya, bol tuzlu harika bir keçi peynirinde karar kılıyoruz, diyorum ki peynirci abiye, biz 2 kişiyiz evde, o kalıp bize cok büyük, sen bana onun yarısını ver. İstanbulda bulamazsınız böylesini, ikisinide veriyim vakumlayıvereyim diyor, oracıkta gönlümü çalıyor! e peki diyorum, vakumla bakalım :) Böylece devam ediyoruz yolumuza, ama ancak Urla'ya kadar :) sevgilim Urla Katmeri yemeden devam edemeyeciğini bildiriyor, e ne yapalım, şöför o, canı çekmiş, olmaz mı diyelim? Dosdoğru katmerciye, adı Ünal Kardeşler (mehmet yaşin'in kitabından bulma). Velhasıl katmerciye gelince hayal kırıklıgına ugruyoruz, nitekim bu bnizim bildiğimiz tatlı katmer değilmiş sayın seyirciler, börek gibin bişeymiş! peynirli kıymalı patatesli falan yeniyormuş, e düştü mü bizim hayaller suya! kaldık tatlısız! çiğ böreğin hamuruna benzettim ben, kat kat yalnız.Ben cok bayılmadım, Semih hepsini yedi sağolsun :)
Kıymalı peynirli katmer
Travel&Leisure dergisi okuyanlar var mı aranızda? Biz her ay alırız, çok seviyoruz. Bu ayki sayısında da Urla Şarapçılık'a birkaç sayfa ayırmışlar. E Urla'ya kadar gidip de uğramamak olur mu?! Next stop: Urla Şarapçılık tesisi! Bayılıyoruz, harika bir mimarı, çok şık bir tesis, bakınız: http://www.urlasarapcilik.com.tr/
Şaraplar da hep ödüllü! Tesisi gezip tadım yaptıktan sonra kafam biraz kıyak, elimizde 3 şişe oradan ayrılıyoruz. İzmir tarafına yolunuz düşerse mutlaka ugrayın, şiddetle tavsiye ederim! Üstelik yakında 2 odalık butik oteli de kullanıma açacaklarmış, biz gezdik, gerçekte kafa dinlemek için ideal!
Mahzen
Şarap Tadım Odası
Manisaya kadar başka durak yok, kendimizi Manisa kebabına saklıyoruz, ilk defa deneyeceğiz! Manisa valisi arkadaşımız(!) Can'ın tavsiyesi üzerine Manisaspor Kebapçısı'na yollanıyoruz. Tereyaglı pide üstüne koydukları minik kebaplara ben açıkcası gene bayılmadım, ama sevgilim sağolsun hepsini yedi :) Bana göre pide ve tereyag olmasa biraz tatsız tuzsuz bir et. Ancak etin pişme şekline ve yumuşaklıgına lafım yok. Tabi göreceli bu işler, Semih çok beğendi kebabı. Siz de deneyin kendiniz karar verin :)

Manisa kebabı (wikipedia) – smaller and flat size shish meat on the sliced
pide bread, flavored with butter, and stuffed with tomato, garlic and green pepper.
E biz bütün gün tatlı yemedik!! Krizimiz tuttu vallahi, katmer de fos çıktı zaten, kaldık Mustafakemalpaşaya :)
Susurluk Yörsan'daki korkunç kalabalığı görünce aynen geri biniyoruz arabaya, doooğru Mustafakemalpaşaya :) Şehre girdikten sonra halktan çeşitli insanlara sora sora en iyi tatlıcının Güvenal tatlıcısı oldugunu ögreniyoruz, hemmen oraya yollanıyoruz. Bir porsiyon yemek içiiin, bir kutu da eveeee :) Burada hem şerbetli hem de büyük poşetlerde kurabiye gibi kuru hali satılıyor. İster öyle yensin ister evde insanlar şerbetlerini kendileri yapıp üstüne döksünler diye. Biz resimdeki şerbetli kutudan alıyoruz:) Bir deee adının Mihaliç Peyniri oldugunu sonradan öğrendiğim, etiketinde "Kelle" peyniri yazması nedeniyle ilgimi çeken ve tatmak istediğim, yine Susurluk tostunda kullanıldığını da ordaki amcadan ögrendiğim şahane peynirden de alıyoruz. Aynı Karaburundaki peynirci hesabı burdan da iki paket vakumlatıveriyoruuuz, bir senelik peynir ihtiyacımız karşılanmış bulunuyor böylece :))
Kemalpaşa tatlısı (peynir tatlısı)
Artık hava kararıyor, trafik artıyor, biz yoruluyoruz. Yanımızda köpeğimiz olduğu için hızlı feribota binemediğimizden, Topçular iskelesine doğru, artık evimize gitmek üzere yollanıyoruz...