Sayfalar

10/10/2011

DANİMARKA'DAN ALMANYA'YA YOLCULUK, ikinci gün...


Sabah erkenden uyanıyoruz, Aarhus Radisson otelden ayrılıp, biraz Aarhus sokaklarında gezip, öglen toplantıya gideceğiz.

Gün boyu enerjik olmak için, saglam bir kahvaltı şart, ama acelemiz var! Çabucak bir tabak hazırlayıveriyorum kendime acık büfeden..

Çok da gözalıcı, ağızsulandırıcı bir büfe yok aslında, benim kahvaltım da mütevazi oluyor dolayısıyla.. Zaten çay için sıcak suyun bitmiş olması bizi bizden alıyor!!

Ama azcık "Brie" (sol alttaki), azcık "Emmental" (sol üstte, iki parça olan), ucundan acık da "Danish cheese" (ekmegin altında kalan ince dilim peynir) yemezsem olmazzz.

Danimarkalıların en populer peyniri olarak gözlemlediğim Havarti, inek sütünden yapılan, yumuşak, neredeyse sürülebilir kıvamda yağlı, hafif tatlı, bizim kaşar peynirine tekabül(!) eden bir peynir. Eritme peyniri olarak da kullanılamay elverişli, yemeklerde de kullanıyorlarmış ancak ben hiç tatmadım.

Brie, Fransız inek peynirlerinden biri. Kremamsı kıvamda, Camembert'e benzeyen bir peynir ama tadı daha hafif..


Emmental ise İsviçre kökenli bir peynir, kaynagı yine inek sütü. (yanlış anlaşılmasın ben koyun ve keçi peynirlerini de cok severim- bufaloyu unutmamak lazım tabi- bu tabak tamamen rastlantı olmuş :)
Diğer ikisine göre daha aromatik bir peynir, fare yemiş gibi delikli yapısından tanıyabilirsiniz:)

Bu arada Danların çok güzel peynirleri var gerçekten de, adamlar gerçek gurme..
Danimarka peynirleriyle ilgili daha fazla bilgi için: http://www.ilovecheese.co.uk/danishcheeses.html

Kahvaltıdan sonra biraz Aarhus turu, sonra toplantı, saat 15:00 gibi bir sonraki destinasyonumuz olan Almanya'ya dogru yola cıkıyoruz.. Bu sefer hava daha açık, yollar şahane :))

Danimarka, Horsens yakılnlarında bir kır evi

Yolumuzu biraz uzatsa da kıyıdan gitmeye karar veriyoruz Horsens'e kadar.. Orası da bir liman şehri Aarhus gibi..

Geç olmadan Almanya'ya varmak istediğimiz için ayaküstü bir cafede atıştırmalık birşeylerle geçiştiriyoruz benim bitmek tükenmek bilmeyen açlığımı..


Tabağım doyurucu gibi gözükmeyebilir ama somon füme, prosciutto, keçi peyniri, karışık patatesli mayonezli ve bilimum sebzeli bir salata, cherry domates ve tatlı mı tatlı kırmızı üzümlerden oluşuyor! Ayrıca icebergin görünmeyen kısmında koca bir ekmek sepeti de var ;) hepsi bitti...

Yorucu bir yolculuğun ardından Lübeck'e varıyoruz, Almanya'nın kuzeyinde, bol suyla çevrili, çok eski bir şehir burası.. resim net diil ama idare ediverin..

otelden Altstadt'a bakış.. (Altstadt = Old town)
Lübeck'in eski yapılarından biri.. bunun gibi pek çok şirin bina var..

Otele yerleştikten sonra Altdtadt'ta yürüyüşe çıkıyoruz.. Food cornerlardan görüntüler:




Almanya'daki en sevdiğim unsurlardan biri olan binbir çeşit çay dükkanlarından biri şansımıza açık!!



Yaklaşık iki kilo çayla bu sevimli dükkandan ayrılıyoruz, bakalım neler aldık:

Güllü siyah çay, portakal aromalı ceylon çayı, karamelli çay, japon "blooming" çaylardan (bunlar kaynar suya atılınca çiçek açıp büyüyorlar), vanilyalı çay, vesaire, vesaire..


Sıra geldi akşam yemeğine, otelin tavsiye ettiği çok çook eski 1800lerden kalma bir Alman restaurantına yollanıyoruz..

Başlangıcım jumbo karides, domates soslu
Ana yemek karışık balık tabağı- içinden sadece somonu beğendim :(
Tatlı tabiki de Apfelstrudel mit Sahne und Vanilleeis!! (kremalı elmalı pay, vanilyalı dondurmayla)




Bundan sonra kahve içicek bile halim kalmamıştı!!
Hadi bana iyi geceleeeerrr :))

2 yorum:

  1. Merhaba! Blogunu yeni kesfettim ve sanirim takipcin olacagim. En az benim kadar yemek fotografi cekmeye merakli bir bloggeri birakmam mumkun degil;)

    YanıtlaSil
  2. selam! beğendiğine sevindim! umarım hayal kırıklıgına ugratmam seni :)

    YanıtlaSil